KİME ÇEKTİ BU ÇOCUK
Uzun zamandır aklımda olan ve yaklaşık 12 yıldır üzerinde çalışmış olduğum bir proje sonucu elde ettiğim gözlem ve araştırmaların sonuçlarından bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazı başlığından da anlaşılacağı gibi ailelerin sıklıkla kullandığı bir cümle olan “ Kime çekti bu çocuk?” sözünü temel alarak yapmış olduğum bir araştırmadır. 100 farklı aile ve yüzlerce çocuğu kapsayan bu çalışma, ailelerin çocuk yetiştirirken kullandıkları metot ve tekniklerin geçen zaman içinde etkilerini gözlemlemiştir.
Daha önce bu sayfada yazmış olduğum Eğitim Şart (Doğmadan Önce), Eğitim Şart (Anneler), Eğitim Şart (Babalar) başlıklı
makalelerimde de bahsettiğim gibi eğitimin anne karnında başladığını ve bu
sürecin anne ve baba’nın aktif bir eğitim sürecine katılımıyla devam ettiğini
aktarmıştım. İyi bir toplumun, kaliteli
bir neslin yetişmesi ebeveynlerin çocuklarına vereceği eğitimler neticesinde
şekillendiği bilinen bir gerçek.
Peki, bilinen bu gerçekler göz önüne alındığı halde neden
bazı şeyler eksik ve hatalı olarak hala devam ediyor? Toplum içinde hızla
bozulmaya başlayan bir nesil yetişmeye hız kesmeden devam ediyor. İşte bu
soruya cevap olarak bulduğum birkaç yanıt.
- Ebeveynler arasındaki
şiddetli geçimsizliklerin küçük çocukların gözü önünde vukuu bulması
- Ebeveynler
arasındaki iletişim sorunları
- Ebeveynlerin
sorumsuz davranışları
- Ebeveynlerin iyi
rol model olamaması ve bunun için bir çaba göstermemesi
- Ebeveynlerin
çocuklarının yetiştiği, büyüdüğü çevreyi iyi analiz edememesi
- Ebeveynlerin
çocuklarının yetiştiği ortamı takip etmemesi
- Ebeveynlerin
çocuklarının düşünce ve fikirlerine önem vermemesi
- Ebeveynlerin
çocuklarını toplum içinde mahcup duruma düşürecek tutum ve davranışları
- Aile kavramını
pekiştirecek etkinlik ve çalışmaların yapılmaması
…
Ve buna benzer birçok cevabı sıralayabiliriz. Peki, sorunun
cevabını biliyoruz çözüm yolları hakkında neler biliyoruz. Bunu da yaşamış ve
görmüş olduğum hayattan kısa bir anekdot ile aktarmak istiyorum.
Bundan tam tamına 25 yıl öncesine sizleri götürmek
istiyorum. Yaşamış olduğum büyük şehrin en büyük ilçesinde ikamet eden bir
aileden size bahsedeceğim. Bu aile 2
çocuklu çekirdek bir aile idi. Hem de aynı mahallede yakın komşu sayılırdık. Hem
anne hem baba bir kamu kuruluşunda memur olarak görev yapıyorlardı. İki çocuktan biri erkek diğeri kız çocuğu
idi. Erkek çocuğu ile aynı sınıfa
gidiyorduk. Kız çocuğu ise aynı okulda bizim iki alt dönemimiz olarak okuyordu.
Yaklaşık 3 yıl boyunca erkek arkadaşımın ailesi
öğretmenlerin ısrarlı daveti üzerine dahi bir kere bile okulda ki veli
toplantılarına katılmamışlardı. Tabiri caizse saldım çayıra Mevla’m kayıra
hesabı yollamışlardı okula. Derslerini sormayı geçin kimle arkadaşlık yapıyor
okulda kötü tutum ve davranışları var mı diye bir kere dahi olsun kimseye bir
şey sormamışlardı. Okul yönetimi de artık bu durumdan sıkılmış bir an önce
mezun edip başlarından savmanın peşinde idi.
Geçen üç yıl boyunca bu arkadaşın okulda yapmadığı iş
karışmadığı olay kalmamıştı. Arkadaşları ile sıklıkla kavga eder. Birkaç
arkadaşın eşyasını çalmış ve bunlarla da kalmamış küçük yaşında kötü birkaç
alışkanlığa da başlamıştı. Merak ediyordum açıkçası bir aile nasıl bu kadar
sorumsuz olabilir diye.
Aradan 15 yıl geçmişti. Ben başka bir şehre okumaya
gitmiştim. Hem aile ile hemde arkadaş ile ilgili hiçbir bilgim ve alakam
kalmamıştı. Bir gün çocukluğumun geçtiği
o semte uğramıştım. Semtte karşılaşmış olduğum birkaç insanla yapmış olduğum
sohbet sonrası olay yukarıda bahsi geçen aileden konu açıldı. Ailenin
çocuklarına olan ilgisizliği, lakayt tutum ve davranışlarının yıllar
sonra acı bir olay son bulduğundan bahsettiler.
Hayırdır inşallah ne oldu filan demeye kalmadan konuşmaya
semtin büyüklerinden birisi katıldı. Bu işin böyle olacağı belliydi. Şimdi
cezasını çekecek hapishane köşelerinde. Sen millete kötülük yaparsan adalet
cezanı böyle keser. Olayı az buçuk anlaşmıştım. Daha iyi anlamak için ailenin
bulunduğu binaya doğru yürüdüm. Bir de ne olmuş ne etmiş diye arkadaşımın
annesinden birinci ağzından duyayım istedim.
Anne başladı ah vah etmeye. Ben zamanında bunları takip
etmedim. Ben bunlar ile ilgilenmedim olacağı buydu. Ben ne yaptım ben ne ettim
diye dövünüyordu. Okul zamanında edinmiş olduğu kötü bir alışkanlık ona yıllar
sonra çok kötü bir şekilde patlamıştı. Anne dizini dövüyor bir yandan da “ Kime
çekti bu çocuk?” diye söylenip
duruyordu. Her neyse biraz konuştuktan
sonra oradan ayrıldım.
Yıllar sonra bir araştırma konuma örnek olan bu olay bana
şunu özetledi. “Ebeveynlerin
çocuklarının yetiştiği, büyüdüğü çevreyi iyi analiz edememesi” “Ebeveynlerin çocuklarının yetiştiği
ortamı takip etmemesi “ ileride doğacak büyük sorunların başlamasına en
büyük katkıyı sağlayacaktı.
Yine araştırma konularından birine örnek olan bir olayı
aktarmak istiyorum. 2014 yılı Ağustos
ayları gibiydi. Antalya Lara taraflarında yoldan geçerken bir olay dikkatimi
çekmiş konuyu daha iyi anlayabilmek için oturup olayı izledim.
Gayet şık giyinimli bir beyefendi ve yanında baba baba diye
seslenen tahminen 3 veya 4 yaşlarında bir erkek çocuğu vardı. Çocuk babasına
ısrarla bir şeyler soruyor. Ve baba sorular karşısında tavrını ve üslubunu
gittikçe sertleştirmeye hatta çocuğa ağza alınmayacak sözler söylemeye
başlamıştı. Yakınlarda bulunan bir alışveriş merkezine doğru yaklaşmıştık. Tam o sırada kalabalığın içinde çocuğa hem
ağza alınmayacak küfürler edip, bir yandan da çocuğu hırpalayıp dövmesi
dayanılmaz bir hal almış ben ve yakınımdaki insanların müdahalesi ile olay son
bulmuştu.
Şimdi bu olayı burada bir kenara koyup gelmiş olduğumuz
alışveriş merkezinde ki başka bir olaya dönmek istiyorum. Yanımda bulunan bir arkadaşımla
birlikte bir ayakkabı mağazasına alışveriş için girdik. Biz alışveriş biçin bir
şeyler bakarken bir şey dikkatimizi çekti. Ve tüm ilgimiz bu sefer bu olay
üzerine yoğunlaşmıştı.
Bir baba, bir anne, anne kucağında bulunan bir bebek ve yine
tahminen 3 – 4 yaşlarında bir çocuk ailesiyle birlikte ayakkabı bakıyorlardı.
Baba evladına dönerek;
Oğlum! Bu model benim ve annenin hoşuna gitti. Ama senin
hoşuna giden veya senin düşündüğün farklı bir model var mı?
Evet, yukarıdaki iki olayı karşılaştırmak bundan bir ders
çıkartmak istiyorum. Bir babanın yapmış olduğu tutum ve davranışları bir yana
koyalım. Diğer bir kenara ise mağazada ki babanın tutum ve davranışını koymak
istiyorum.
İlk olayda çocuğa gösterilen şiddet ve kötü sözler çocukta
ileriki dönemde büyük sorunlara yol açacağı kaçınılmaz bir gerçek iken; diğer
tarafta çocuğa verilen değer ve onun düşüncelerine önem vermek, çocuğun
geleceğe dair bir özgüven ile hayata bakmasına yol açacak. İki olay kıyas edildiğinde
ilerleyen dönemlerde kötü anlamda söylenecek olan “ Kime çekti bu çocuk?” sözü
emin olun ki ilk durum için fazlasıyla geçerli olacak.
Değerli Ebeveynler ve ebeveyn adayları ileride dizinizi
dövmemek için, ah vah edip pişmanlık duymamak için çocuklarınızın sesine kulak
verin. Onların düşüncelerine fikirlerine
ortak olun. Kimi zaman onlarla bir arkadaş samimiyeti kurmaya çalışın. Sağlıklı
bir nesli yetiştirmek sizlerin elinde…
Doktor Hayat / Kime Çekti Bu Çocuk / 2016
Bir anne olarak, hem anne-babamızdan öğrendiklerimiz hem akademik bilgiler hem de çocuk sahibi dostlarımızın deneyimlerinden yararlanmaya çalışıyorum. Çünkü zor bir zamanda yaşıyoruz bu kadar sağlam bilgi kaynağının bile yetersiz kaldığı durumlarla karşılaşıyoruz. Bazen ders çalışır gibi araştırma yapıyorum, empati kabiliyetimi geliştirmeye çalışıyorum. Ama çevre kadar önemli olan sizin de vurguladığınız bizim davranışlarımız. Küçük çocuklar için fotoğraf makinası benzetmesi yapılır, evet çocuk aileden ne alıyorsa onlarla şekilleniyor. Kime çekti bu çocuk diyerek yanlışları havale etme gafletine zaman zaman her anne-baba düşüyor.Çocuk hayat, sevgi kadar bilinçli bir ilgi istiyor bizden. Değindiğiniz bu önemli konu ve bilgiler için teşekkür ederim. Elinize sağlık.
YanıtlaSilSayın Begonvil Sokağı
SilKıymetli yorumunuz ve konuya olan katkılarımız dolaysıyla teşekkürlerimi iletiyorum.
Sevgi,saygı ve hürmetlerimle
Emeğinize sağlık. Ne kadar güzel bir yazı hazırlamışsınız. Gerçekten de, çocuğa bebeklikten itibaren nasıl davrandığımız, nasıl ilgilendiğimiz, çocuğun davranışlarını çok etkiliyor. Çok zor bir çocuğu hayata hazırlamak. Ama işte kime çektiği de apaçık ortada oluyor.
YanıtlaSilSevgiler.
Sayın İstanbul Hanımefendisi
SilKıymetli yorumunuz ve konuya olan katkılarımız dolaysıyla teşekkürlerimi iletiyorum.
Sevgi,saygı ve hürmetlerimle
Gerçekten de çocuk yetiştirmek emek ve de ciddiyet istiyor. Basit bir şey değil. Zahmet olmazsa şu öyküme göz atabilir misiniz? Karşılaştığım, gerçek bir durum üzerine kaleme almıştım. https://buzlukalem.blogspot.com.tr/2016/05/parktaki-kucuk-emrah.html
YanıtlaSilSayın Buzlu Kalem
SilYorumunuz için teşekkür ediyorum. Öykünüzü de inceleyip cevap yazacağım.
Saygılar
Gerçekten faydalı bir yazı olmuş, elinize sağlık..
YanıtlaSil