İNSAN KAYNAKLARI UZMANININ GÖZÜNDEN BLOG YAZARLIĞI

Blog sayfalarımızda çoğunlukla kendi üretmiş olduğumuz özgün içerikleri yayınlıyoruz. Peki, yazmış olduğumuz bu özgün içeriklerin ilerleyen zamanlarda kariyer hayatımızda da önemli bir yer edinebileceğini hiç düşündünüz mü?

Daha önce yazmış olduğum “Kişisel Blog Yazarlığı ve Kariyer” başlıklı makalemde kendi görüş ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım. Bu sefer hem bir blog yazarı hem de insan kaynakları alanında ihtisas sahibi Saygı Günenç Hanımefendi ile “İnsan Kaynakları Uzmanın Gözünden Blog Yazarlığı” konusunda bir röportaj gerçekleştirdim.  Röportajın birçok blog yazarına ışık tutacağı kanaatindeyim.

Merhabalar Saygı Hanım

1-      Öncelikle röportaj teklifimi kırmayıp kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Sizi az çok sayfanızdan ve yayınlarınızdan tanıyorum. Okuyucularımın da sizi tanıması için biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

Merhaba,  bu güzel teklif için ben teşekkür ederim. Bir blogger olarak sizin de çok güzel paylaşımlarda bulunduğunuzu ve başarılı çalışmalar yaptığınızı biliyorum. Bu yüzden sorularınızı keyifle yanıtlayacağım. 

Her ne kadar yaşam doğumla başlasa da, kendimizi hayatın tam kalbinde hissettiğimiz dönemin “iş hayatı” olarak adlandırılan dönem olduğunu düşünüyorum. Ayaklarımızın yere bastığı, hayatın tüm acılarının, sevinçlerinin, üzüntülerinin, keyfinin tam olarak anlaşılmaya başladığı dönem... Bu yüzden bir insanın kendinden bahsedeceği ideal zaman bence tam da bu zaman…

Üniversiteyi bitirdikten sonra, bir kitapevinde ön muhasebe alanında çalışmaya başladım. Kısa sürede kitapevinin yöneticisi oldum. 7. yılımda kitapevinin koordinatörü olarak çalışırken bir spor kazası sonucu, uzun bir dinlenme sürecine girdim. Bu süreç benim yaptığım işi, hangi yönümün daha kuvvetli olduğunu ve neyi yapmayı sevdiğim gibi birçok konuda düşünmeye itti.

Okuduğum kitaplar, edindiğim kaynaklar, bir işletmenin en önemli kaynağının “insan” olduğunu ve bu kaynağın seçilmesinin, yönetilmesinin gerçekten çok önemli olduğunu fark ettirdi. Yani yıllarca, sadece işe almayla, işleri programlamayla, denetlemeyle, kurallar koymayla “insan” kaynağını doğru yönetemediğimizi fark ettim. Halkla İlişkiler ve İşletme Fakültesi diplomalarımı alarak çeşitli eğitimler aldım. Ve başvurularımı bu doğrultuda yaparak, girdiğim bir firmada, İnsan Kaynakları Grup Müdürü olarak 6 yıl keyifle çalıştım.

Blog, sosyal medya derken bilişim sektörüne ilgim oldukça arttı. Gerekli planlamalardan sonra, eşimle birlikte 2015 yılında, SGM YAZILIM adı altında blog-web sitesi tasarımı, sosyal medya danışmanlığı ve özel yazılımlar üreten bir şirket açtık. Aynı zamanda İ.K Danışmanlığı da şirket bünyesinde devam ediyor. Ve hala büyük bir aşkla, şevkle ve keyifle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

2-      Kariyer Eğitimi, İnsan Kaynakları ve Yazılım gibi birçok konuda hizmet sunumunuz mevcut. Bunun yanında birde blogunuz var. Blog yazarlığına ne zaman başladınız?

İK mesleğini sürdürürken bloglarla tanıştım. Kendi blogumu oluşturma fikri beni çok heyecanlandırdı. Beğendiğim yazıları paylaşır, bazen de bir iki satır ben bildiklerimi aktararak faydalı olurum diye düşündüm. Oldukça uygun maliyetle, blogumu kurdurabilecek birkaç kişi buldum. Bana sabit temalar (görünüm) ve klasik bloglar gösterdiler. Ancak öyle çok önemsedim ki blogumu, çok daha fazlasını hayal ettim.

Emek harcanan her şeyin kıymetli olduğunu biliyorum. Bu yüzden başkasını uğraştırmak yerine kendi blogumu kendim yapmak istedim. İnternette araştırmalar yaparak (akşam gezmelerinden ve sosyal hayattan fedakârlık ederek) blogumu inşa etmeye başladım. Html, css gibi kavramlar hayatıma girdi. Ne olduklarını ve nasıl kullanacağımı anlamak, inanın oldukça vaktimi aldı. Her gün bir parçasını inşa ettim. İlk twitter kuşunu yerleştirebildiğim zamanki heyecanımı unutmuyorum…

İlk paylaşımda bir blog yazarının yazısını paylaştım. Altında kaynak olarak belirtirken, soy isminin bir harfini yanlış yazmışım. Bana çok kızdı ve beni çok üzen şeyler yazdı. Şevkim çok kırılmıştı, bir daha böyle bir şeyle karşılaşmamak için blogu kapatmayı istedim. Sonra her gün onlarca insana anlattığım şeyleri neden kendi dilimin döndüğünce yazmayayım ki? Diye düşündüm. Bana sık gelen sorular üzerine yazılar yazmaya başladım. Bazen öyküler paylaşarak, bazen alıntılar yaparak, özel görseller hazırlayarak ve bildiklerimi yazarak devam ettim. Böylece insanların yüreklerine dokunarak, önemli konulara değinerek güzel bir serüvene başladım. (www.saygigunenc.com)

3-      Onca işinizin arasında birde blog yazarlığı yapıyorsunuz. Neden blog yazarlığı?

Günümüz teknolojisinde, çok fazla kişiye ulaşmanızın en ideal yolu bu…

Çok fazla kişiye ulaşmak istiyorum çünkü paylaşmayı çok seviyorum. Yaptığım küçük bir iyilik, bana güzellikler katıyor ve ruhumu besliyor. İşte tam da bu amaçla, sadece bilgi paylaşmak amacıyla blog yazarı olmaya karar verdim. Çünkü benimle birlikte yok olacak bilginin, tecrübenin çok kıymetli olmayacağını düşünüyorum.

4-      Ülkemizde artık son dönemde hızla yaygınlaşan bir blog yazarlığı platformu mevcut. Hem kurumsal anlamda hem de bireysel anlamda blog yazarlığının önem kazanmasının nedenleri nedir?

Özellikle yurtdışı örneklerine baktığımız zaman, kurumsal ve bireysel anlamda bloglar ciddi bir kazanç kapısı. Her geçen gün bu yönde kazanımlar hem dikkat çekiyor hem de artıyor. Bir işletme için ürün ve hizmetlerini tanıtmanın en maliyetsiz yolu blog açmak. Kurumsal bir web sitesini yönetmek, genelde bu işi yapan kişilerin devam ettirdiği bir çalışma. Ancak bir blogu kolaylığından dolayı herkes kullanabiliyor ve herkes değişiklik yapabiliyor. Üstelik web sitesine göre yapım maliyeti daha düşük.

Bireysel anlamda ise, bir firma olmadan yaptığınız ürünü/hizmeti tanıtmanız blogla çok kolay. Özellikle üretmeyi seven ev hanımları için son derece talep görüyor. Bunun yanı sıra bloglar; bir fotoğrafçı için, iyi bir sergi alanı, bir yazar için iyi bir kitaplık, gezilerin, müthiş deneyimlerin, bilgilerin paylaşılabileceği harika kütüphaneler olabiliyor.

5-      Sizce hem kurumsal anlamda hem de bireysel anlamda blog yazarlığı ülkemizde bir meslek olarak icra edilebilir mi?

Kesinlikle, blog yazarlığı bir meslek olabilir. Ülkemizde her alanda “sürdürülebilirlik” ciddi bir problem... Herkes blogların amacını anlayıp bu işe soyunsa da, maalesef bir yılını doldurup işlevsiz hale gelen blog sayısı çok fazla. Blogunuza çocuğunuz gibi her gün bakmak zorundasınız. Gündemi takip ederek değişiklikler yapmak zorundasınız. Sürekli içerikle beslemek zorundasınız. Yoksa okuyucu kitleniz dağılıyor ve azalıyor. İşte bu yüzden firmaların bu işi tam anlamıyla yaptıracakları bir çalışanları ya da bir danışmanları olması gerekiyor. Şu an olmasa da önümüzdeki yıllarda, blog yazarlığı/danışmanlığı mesleğinin karşımıza çıkacağını ve oldukça talep göreceğini düşünüyorum.

6-      Kişisel blog yazarlığının kariyer planlaması konusunda önemi nedir?

Önemle vurguladığımız gibi; blog emek ister… Bu emeği harcarken, yapacağınız araştırmalar, okuyacağınız makaleler size müthiş bir bakış açısı kazandıracak ve geliştirecektir. Bilginiz oldukça artacak ve yeni fikirleri ortaya çıkarmanıza, yeni şeyler sunmanıza zemin hazırlayacaktır. Hele ki blogunuz mesleğiniz üzerine oluşturulmuş bir blog ise; “lisansın üstüne yüksek lisans yapmak” gibi bir tabir kullanmak doğru olacaktır.

Kazanımlarınız, bilgileriniz iş yerinizde uygulayacağınız her şey, sizi başarıya götürecektir. İş yerinizde bu başarılar terfinize sebep olacak ya da size başka iş fırsatlarını fark etme ve yönelme şansı verecektir.

7-      İnsan kaynakları yöneticilerinin CV incelerken kişisel blog yazarlığı yapan bir bireye bakış açısı nedir?

Biz işe alımcılar, özgeçmişleri değerlendirerek kişileri mülakata davet ediyoruz. Şimdi kişiyi fark edip, değerlendirmemizi sağlayan özgeçmişin üzerinde yazan her şey oldukça önemli. Açtığı e-mail adresinin isminden tutun da, yerleştirdiği fotoğraf bile bize kişi ile ilgili ipucu veriyor. Her ayrıntıyı bu kadar önemserken, özgeçmişte yazılı bir blog adresi oldukça dikkat çekici olacaktır. İşe alımcıya, daha görüşme yapmadan, adayın başarılı çalışmalarına göz gezdirme imkânı sunacaktır. Mülakata giden aday, yaptıklarını/bilgisini sergileme imkânı bulduğu blogundan bahsedebilecek ve sorulara verdiği birçok yanıtın arkasını görsel bir şovla doldurabilecektir.

Mesela benim gözümde, daha adayı tanımadan blogger olmasıyla ilgili düşünceler var. Bence bir blog sahibi;

*Sabırlıdır. İşine de önem verir ve sabır gösterir.

*İstikrarlı çalışır. Verilen işi bugün yapıp yarın hatırlatılmasına gerek kalmaz. Sorumluluk sahibidir.

*Doğru işe kanalize olursa emek harcar ve başarılı sonuçlar elde eder.

*Araştırmacıdır. Rakipleri ve pazarı araştırarak değişik fikirlerle gelebilir.

*Teknolojiyle barışıktır. Bu önemli bir avantajdır.

***Şayet blogu özensiz, yarım kalmış, gündemden uzak, hatalar ve eksiklerle doluysa, ihmal edilmişse yukarıda yazdıklarımızın tam tersi düşünülerek aynı şeyleri işinde de yapabileceği düşünülebilir.

Elbette bunlar başlı başına bir kriter değildir. Tek balına mükemmel bir blog işe girişin anahtarı değildir.  Mülakat ve işe alım süreci uygulamaları aday ile ilgili genel bilgileri verecek ve buna göre değerlendirilecektir. Blog sadece değerlendirmede iyi bir ipucu ve hafife alınmayacak iyi bir kriterdir.

Bu arada, blogum sayesinde birçok kişi tarafından tanındığımı ve gittiğim bazı görüşmelerde bunun avantajını yaşadığımı belirtmek isterim. ”Biz sizi zaten tanıyoruz, yazılarınızı okuyoruz, sayfanızı beğeniyoruz, sizinle çalışmayı memnuniyetle isteriz” cümlelerini duyuyorum. Hem emeğinizin takdir görmesi hem de bir avantaja dönmesi oldukça sevindirici bir durum.

8-      Blog yazarlığı konusunda sizce ülkemizde gerekli eğitimler alınıyor mu? Veya blog yazarları bu konuda kendini geliştiriyor mu?

Hiç sanmıyorum. Biliyorsunuz ülkemizde bir şeyin (konunun, mesleğin vs) öneminin anlaşılması, ya medyada absürt bir olay olarak dikkat çekmesiyle ya da eksikliğin iyice ortaya çıkmasıyla oluyor. Ancak Y kuşağı ve yeni gelen Z kuşağı  gençlerinin büyüme şekilleri teknolojiyle. Bunun avantajı oldukça fazla. Bence önümüzdeki dönemlerde iş tanımları ve oluşacak yeni iş kolları bizi zaten şaşırtacak. Blog yazarlığının da önemi bence önümüzdeki yıllarda anlaşılacak. 

9-      Son olarak şunu sormak istiyorum. İyi bir kariyer planlaması yapmayı düşünen kişisel blog yazarlarına tavsiyeleriniz nelerdir.

Hayatta sadece blog değil, yapılan her işin hakkının verilmesinden ve ciddiye alınmasından yanayım. Çünkü gerçek başarı ancak o zaman geliyor. Bir blog açarsanız, mutlaka emek harcamanız ve ciddiye almanız gerekiyor. Böylece blogunuzda yaptığınız her şey şahsi olarak size ve iş hayatınıza oldukça olumlu yansıyacaktır. Hem maddi hem manevi…

Bir blogger olarak sorularınızı tamamen gerçekçi ve samimi yanıtladım. Özellikle bir blogun kazandırabilecekleri konusunda hiç abarttığımı düşünmeyin. Çünkü bizzat bunları yaşayan bir blogger var karşınızda.

Blogum, işimde birçok alanda başarıya ulaştırdı beni. Blog üzerine bu kadar düşmem, araştırmalar yapmam ve uğraşmam ise şu anki iş fikrimin ortaya çıkmasına sebep oldu. Kısaca bir paylaşma heyecanıyla başladığım noktadan çok daha ilerdeyim. Ve bu ilerleme tıpkı benim istediğim yönde oldu.

Peki ya siz? Bir blog açsaydınız ne üzerine olurdu? Neler yapardınız?

Bu konuda yapabileceklerinizin sınırı yok. Siz adım atın, açılan kapıları göreceksiniz…

Saygı hanım röportajıma vakit ayırıp sorularıma vermiş olduğunuz samimi cevaplar için teşekkür ediyorum. Hem iş hayatınızda hem de blog yazarlığı hayatınızda başarılar diliyorum.

Ben teşekkür ediyorum.

Sevgilerimle

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt