AŞK ŞEFKAT VE MUTLULUK
Yıllar önce değerli bir
arkadaşım kıymetli bir dostum ile beraber oturmuş çaylarımızı yudumlarken, konu
“Aşk, Şefkat ve Mutluluk” mevzusuna gelmişti.
Tam o sırada eli ceketinin cebine giden arkadaşım cebinden bir kâğıt
parçası çıkartıp birazdan aşağıda okuyacağınız güzel anekdotu benimle
paylaşmıştı. Bende yıllar sonra sizlerle paylaşmak istedim.
Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş; Hepsini suyla doldurup üçünün de
altını yakmış. Çocuğundan sırasıyla, Havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve
çekirdeği istemiş. İki Havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki
kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika
süreyle kaynatmış. Daha sonra yemek masasına buyur etmiş oğlunu Yemek masasında
üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan Havuçları, yumurtaları ve kahve
çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. Sonra oğluna Dönüp
sormuş: “Ne görüyorsun?”
Ama oğluna fırsat vermeden, Hemen açıklamaya başlamış: “Havuçlar
haşlandıkça aslını kaybedip yumuşadı. Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert
duruyorlar ama içleri katılaştı. Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor; başta
neyseler sonunda da öyleler.”
Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş:
“Evlilikte Aşk ve Şefkat birlikte olmalıdır. Aşksız bir evlilikte her iki eş
de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.
Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu
gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.
Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte, şartlar ne olursa olsun, eşler kahve
taneleri gibidir; kişiliklerini yitirmez, zarar görmezler.”
Ama adamın oğluna vermek istediği asıl Ders son cümleleriydi. Onun elinden
tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi:
“Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak. İkisinde de tat yok”
Sonra kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı.
Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı. “İçmek istersin herhalde”
dedi. Oğlu, kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü:
“Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da
işte böyle olur Mis gibi, temiz ve huzur verici. Böyle bir yuvada eşler,
birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve
renklerini katmayı başarırlar.”
Post A Comment
Hiç yorum yok :