KADINLARI ANLAMAK

Anlayamazsın işte

Tarihte anlaşılması en güç ve zor durumlardan biridir; kadınları anlamak. Onları anlamak için sayfalar dolusu tezler yazsak yine yetersiz kalır. Aslında kadınları anlatamayacağımızdan veya anlayamayacağımızdan değil. Onları anlamak için normal zaman içinde sarf edilen emeğin üzerinde bir emek gerektirdiğini söylemek herhalde yanlış olmaz.

Konuyu yıllar içinde edindiğim bilgi ve tecrübeler ışığında farklı boyutlarda ele almaya çalışacağım. Ayrıca bazı yaşanmış olaylarla da konuyu daha anlaşılır kılmaya çalışacağım.

Üniversite yıllarında bir arkadaş grubu içerisinde yapmış olduğumuz sohbet esnasında tüm arkadaşların ortak sevip saydığı bir bayan arkadaşımız muzdarip olduğu bir konuyu açtı. Ve cümleleri aynen şöyle başladı.

- Yahu ben neden iyi insanlarla karşılaşmıyorum. Neden karşıma çıkan insanlar bu kadar kötü oluyor. Neden üzülen taraf hep ben oluyorum. Sizce?

Masa etrafında bulunan 4 bayan arkadaş ve ben hariç 2 erkek arkadaş sırayla görüş ve düşüncelerini paylaştı. Sıra bana gelmişti. Masa etrafında bulunan herkesten daha fazla tanıyordum o bayan arkadaşı… Neyse uzatmadan hemen konuşmaya başladım.

- Arkadaşım! Öncelikle söyleyeceğim sözleri ister alın, ister kız, ister küs… İstersen arkadaş olmaktan çıkar. Bu söyleyeceklerimi asla kulak ardı etme.

- Uzun yıllardır seni tanır ve bilirim. Lakin ben seni bildim bileli sen hayatında iyi insanlara nerede ise hiç yer vermedin. Kimi zaman onları hakir gördün. Kimi zaman onları aşağıladın. Kimi zaman onları kendine dalga konusu sohbetlerine meze yaptın. Bu insanlara asla bir şans vermedin.

- Peki, sen ne yaptın. Gittin seni malıyla mülküyle mutlu edeceğini sandığın insanlarla oturup kalkmaya başladın. Sonra gittin insanların tipine, şekline, bedensel güzellikleri sana uyan insanlarla birlikte oldun. Oda yetmedi çevrendeki insanları makamları mevkileri şan ve şöhretleri ile kategori ettin. Peki, sonunda ne oldu? Sen kaybettin, sen üzüldün, sen sıkıntılara girdin. O takıldığın insanlar ise bu işin en mutlu olan tarafı oldu. Senin bu durumunu gördüler mutlu oldular. Hem de seninle diledikleri gibi eğlendikleri için mutlu oldular.

- Sadede gelmek istiyorum. Sen bilerek ve isteyerek kendi yolunu kendin çizdin. Mutsuz olmayı, kötü insanlarla takılmayı sen seçtin. Onlarla mutlu olacağını, hayatının daha farklı olacağını düşündün. Ama görüyorum ki buradan ayrıldıktan sonra yine aynı emin adımlarla onlarla birlikte olmak için ilerleyeceksin. Sana daha diyecek bir şeyim yok.

…

Anlayamazsın bir kadını… Hayatını defalarca mahveden insanlardan medet ummasını asla anlayamazsın. Çünkü medet umduğu insanlar kadar kendi de bir gün mahvolmaya mahkûm olacaktır. Anlayamazsın işte…

Konuya yıllar önce çalıştığım bir firmada başımdan geçen bir olayı aktararak devam etmek istiyorum. Bulunduğum konum itibarıyla 22 bayan 12 erkek personel sorumluluk alanımda idi. Bu çalışan arkadaşlar içinde güzelliği ile dikkat çeken bir bayan arkadaşımız vardı. Zaman içinde kendisini tanıdığım kadar ailesini ve yakın çevresini de tanıma fırsatım oldu. İlerleyen zamanlarda bu bayan arkadaş da köklü değişikliklere şahit oldum. Eskiden iş yerine toplu taşıma araçlarını kullanarak gelen bu bayan arkadaş zamanla iş yerine lüks araçlarla gelmeye başladı. Az çok kendisini ve ailesini bildiğim için böyle bir imkâna sahip olamayacağını tahmin edebiliyordum. Bir gün personelin gelme saatine yakın bir saatte bulunduğum kattan aşağı kata inmiş. Giriş kapısında bu bayan arkadaşı ve yanında bir erkek arkadaşı gördüm. Birlikte kapıya kadar geldiler. Bayan arkadaş:

- Müdürüm erkek arkadaşım tanıştırayım.

Açıkçası oğlanı görür görmez bu bayan arkadaşa yakıştıramadım. Tabiri caizse “At Hırsızı” tabirine fazlasıyla layık bir tipe benziyordu. Durup düşündüm bu kızın bu kişi ile nasıl bir ilişkisi olabilir diye. Az çok yılların verdiği tecrübe ile olayın iç yüzünü tahmin ettim. Bayan arkadaş onu tipi için değil; malı mülkü için seviyordu. Erkek ise onu sadece güzelliği için seviyor ve onun güzelliğinden istifade etmek için sevdiği apaçık bir şekilde ortada idi.

Aradan 2 ay kadar geçmişti. Birden odanın kapısı çaldı ve içeri elinde bir zarf ile o bayan arkadaş girdi.

- Müdürüm biz evleniyoruz yakında bu da düğün davetiyemiz.

Ben peki tamam gelirim dedim. Kendisine karşı taraf hakkımda ki düşüncelerimi söylemedim. Açıkçası kırılır incinir diye. Fakat ailesi ile görüştüğümde kızları için dikkatli olmalarını ve erkeğin pek sağlam bir pabuç olmadığını dile getirdim. Ailesiyle konuyu konuştuğum bayan arkadaşın kulağına gitmiş. Sonra bana küstü. Neden böyle konuştunuz diye… Her neyse düğünlerine 20 gün kadar vardı. Bir iş vesilesi ile acilen İstanbul'a gitmem gerekti. Hemen uçağa atlayıp İstanbul'a doğru yola koyuldum. Uçak ta istem dışı bir ara arka taraflara doğru baktım. Bizim bayan arkadaşın evleneceği müstakbel eşi arka kısımda gayet samimi bir şekilde başka bir bayanla koyu bir sohbet yapıyordu. Öncelikle iyi niyetli olarak düşündüm.

Hava alanında beni gelip alacak kişiyi beklerken bir mekâna girip oturdum. Fark etmedim önce ama arka masada yine ikisi gayet samimi bir şekilde oturmuş ve konuşuyorlardı. İster istemez sohbetlerine kulak misafiri oldum. Meğer o bayan bizim adamın diğer sevgilisi imiş. Bayan erkeğe ya sen hala o kızı seviyor musun? Birde onunla evlenecekmişsin filan diye duydum. Doğrumu bunlar? Yok, canım ben bir güzelliğine aldandım lakin yanımdan bir türlü atamadım. Sonra olaylar bu safhaya geldi. İnanın o sözlere keşke şahit olmasaydım dedim.  Her neyse döndüğümde olayı ve gördüklerimi söyledim. Bayan arkadaş bana inanmadı hatta üzerine birde küstü gitti.  Neyse bu bayan arkadaş bu erkek ile evlendi. Evliklerinin 3 haftası ben çalışmaya başlayacağım deyip işe geldi.

Bir iş dolayısıyla ben dâhil 6 kişi Gaziantep’e gidecektik. Bu bayan arkadaş müdürüm illa beni de bu grubun içene dâhil edin dedi.  Her neyse bu bayan arkadaşı da gruba dâhil ettik. Eşinin sorun yapmayacağını hatta işleri çok olduğu için bir süre il dışında olacağını söylemiş. Kalacağımız otele geldiğimizde eşyaları bir kenara bırakıp lobide biraz oturup soluklanalım sonra işlerimize bakarız dedik. Bütün arkadaşlar lobide otururken bir anda karşı taraftan bizim yeni evli bayan arkadaşın eşi yanında başka bir bayan ile gayet samimi bir şekilde yürüyordu. Açıkçası o an herkes bir şok geçirdi. Bizim bayan arkadaş eşyalarını alıp hemen otelden ayrıldı. Sonra benden 1 hafta izin istedi. Tam bir hafta sonra ailesinden ayrılık haberini aldık. Tüm ekip arkadaşları olarak çok üzüldük. Sonra bu bayan arkadaş işten tamamen ayrıldı ve baba ocağına kapattı. Ve yine ailesinden duyduğumuz ayrıldığı eşinden 1 aylık hamile imiş. Israrla o çocuğu dünya getireceğini dile getirmiş.

Aradan uzun bir süre geçmişti. Çocuk doğmuş hatta üzerinden birkaç gün geçmişti. Tüm ekip arkadaşları olarak birlikte ailesinin yanına gidip onu ziyaret ettik. Eve gittiğimizde o 25 yaşındaki genç ve güzel bayan gitmiş yerine 75 yaşındaki bir bayan gelmişti. Hepimiz şok üstüne şok geçirmiştik. Aradan birkaç yıl daha geçmişti ki bir gün telefonuma aynen şu mesaj geldi.

- Müdür bey öncelikle size yapmış olduğum saygısızca davranışlar ve söylediğim sözler dolayısıyla özür diliyorum. Gerçekten sizi dinlemeliydim. Ben o insanı güzelliğim ile etkiler malına mülküne sahip olurum diye düşündüm. O insanda benim için gönlümü eğlendirir, sonra yol veririm gider diye düşünmüş. Gerçekten ben ne kadar aptal biriymişim. Bana hakikati gösterdiğiniz halde ben ısrarla o insanı seçtim. Şimdi halim perişan. Lütfen beni affedin.

…

Ben bu olaydan şunu çıkarttım. Bir insanı malı, mülkü, makam mevkisi için seven kadın er ya da geç kaybetmeye mahkûmdur. Açıkçası hala ibretler önünde iken; karşındaki erkeği saf ve temiz yüreği için değil de bazı kıstaslar için seven kadınlar yine kaybetmeye yine mahkûmdur. Gerçekten bir kadını anlamak çok zor…

Son örneğimi yine sevip saydığım kendi ailemden biri olarak gördüğüm bir bayan arkadaşım için yazıyorum. Eminim bu yazdıklarımı bir gün oturup okuduğunda bana ne denli hak vereceğini merak ediyorum.

Bu bayan arkadaşım yıllardır evlilik konusuna biraz uzak mesafede yaklaşıyordu. İşyerinde bulunan bir arkadaşı vesilesi ile biri ile tanışmış. Bir süre görüşmüşler, tanışmışlar. Lakin yıllardır bildiğim tanıdığım arkadaşım sevgi ile acıma hissini ayırt edemediği için kendine uzak biri insana evet dedi. Neden böyle bir şey yaptı ne ben nede çevresinde olan insanlar bir türlü anlayamadık

Kendinin anlattığına göre tanıştığı bu erkek daha tanışmanın ilk aylarından itibaren birçok şeye karışmaya ve sınırlar getirmeye başlamış. İş yerindeki çalışma ortamında tutun aldığı maaşın hesabına, birçok konuda kısıtlamalar ve sıkıntılar ve sorunlar yapmış. Arkadaşıma arkadaşlarınla artık daha az vakit geçir hatta birçoğunu sil bile demiş. Üzerine yetmemiş bir bayan arkadaşım kendisine bir ayakkabı satın almış onun bile 1 hafta lafını yapmış. Bilmem neden böyle bir insana evet dedi. Tüm arkadaşları olarak çok şaşkınız. Bir ara kendisi aynen şunu dedi. Ben o insana nasıl hayır diyeceğim. Umarım çok mutlu olursun arkadaşım. Umarım ben yanılırım. Yıllar geçse de sen yanıldın de. Ama görünen köy kılavuz istemez.

Gerçekten bir kadını anlamak çok zor… Nedendir bilmem ama bir kadını anlamak sanırım dünyanın en zor işi olsa gerek… Anlayamazsın işte…

Konuyla ilgili  Üçüncü Sayfa ve Bir Kadının Kaderi yazılarımı da okuyunca olayları çok daha iyi analiz yapacağınızdan eminim.

Doktor Hayat / Kadınları Anlamak 

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt