HAYAT BANA HİÇ GÜLMEDİ 2

En Kara Günler

En Kara Günler Ankara


Ankara’da sonbahar iyiden iyiye kendini göstermeye başlamıştı. Sokaklarda solmuş kurumuş yapraklar birde benim gibi solmuş dökülmüş insanlar… Hafif bir rüzgarla dalından kopup oradan oraya savrulan yaprak gibiydim. Hayat mücadelesi belki böyle bir şeydi. Kopup savrulmalara inat mücadele edebilmekti. Her sonbaharın ardından gelen kışa inat umut ile baharı beklemekti. Hayat işte tam da bunun için “ Yaşamaya ” değerdi.

Lise yıllarımın ilk günleriydi. Rehber öğretmenim ile okul müdürümün konuşmasına şahit olmakla birlikte sanki hayatım bir kez daha kışa dönmüştü. Ama öyle kısa süreli bir kış değil uzun süreli yıllar süren bir kış… Konuşmaları gizliden gizliye köşeden dinlememeye devam ettim. O gün ve saatten sonra ne kendimi derse verebildim; nede başka bir şeye. Lise 1’inci sınıfın ilk döneminde 8 tane zayıf dersim vardı. 2’nci dönemde pek bir başarı gösteremediğim için sınıf tekrarı yaptım. Onca başarılı eğitim hayatından sonra böyle bir durum önce beni sonra öğretmenlerimi şaşırtmıştı.

Okul yaz tatiline girince; arkadaşlarımın çoğu ya memleketlerine, ya anne babalarının yanlarına yada eş – dostlarının yanına gitmişti. Yurtta benle beraber birkaç arkadaş kalmıştık. Ara sıra yurt binasının ön bahçesinde bulunan jetonlu kulübeye giderdim. Jetonum oldukça diğer arkadaşlarımı arardım. Onlarla konuşurdum. Açıkçası onlarında benden farklı bir yanları yoktu. Hayat bize hala gülmüyordu. İzmir’de okuyan arkadaşımla konuşurken oda benim duyduğum şeylerin aynısını duyduğunu dile getirdi. Telefonun diğer ucunda o ağlıyor; bu ucunda ise ben ağlıyordum.  Konuşmamız jetonumun bitmesi ile yarıda kalmıştı.

Bir hafta boyunca bir büyük jeton bulabilmek için kapısını çalmadığım kimse kalmadı. Olanlarda çeşitli bahaneler ile vermiyordu. Açıkçası bir jeton için kendimi o kadar paraladım. İnsanların bana karşı garip bakışlarını çok iyi seziyordum. Okulda bile birçok arkadaş yetiştirme yurdundan geldiğim için öcü gibi bakıyordu. Üzerine böyle bir okula benim gibi doğulu bir çocuğun gelmesi onların gözünde rahatsızlık verici bir durumdu. Bu durumlar açıkçası beni çok üzüyordu. Ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Yıkılmadan hayat mücadelesine devam etmeliydim.

Aradan 3 hafta kadar geçmişti. Kimse ile konuşmuyordum. Kimsede benimle konuşma girişiminde bulunmuyordu. Açıkçası bu durum beni muzdarip etse de; aklıma takmıyordum. Ama içimden ara sıra sitemkâr haykırışlarda yükselmiyor değildi.

Ertesi gün, sabah kahvaltısını yaptıktan sonra yurdun arka bahçesinde bulunan çınar ağacının altına doğru yürümeye başladım. Tam oturmaya yakınken arkamdan bir ses geldi. “ Biz 4 arkadaşız ” yalnız takılma bizde seninleyiz. Aman Allah'ım! 3 arkadaşım bulundukları ilden bana sürpriz bir ziyaret gerçekleştirmişlerdi. O kadar mutlu olmuştum ki; o an gözyaşlarım sel oldu. Birbirimize öyle bir sarıldık ki sanki yılların hasreti üzerimizde idi. Onlar bulundukları yurtlardan izin alıp 3 günlüğüne benim yanıma gelmişlerdi. Mutluluğumun tarifi mümkün değildi.

Okullarımızla ilgili konuşurken birden İzmir de bulunan arkadaşım sıkma canını bak bu yıl bende sınıf tekrarı yapacağım. Hem artık dördümüz de başımıza gelen bu hazin olayı öğrendik. Ailelerimizin hain teröristlere yardım etmediği için katledildiğini biliyoruz. Onların haince ve hunharca muamelelerine karşılık, ailelerimizin karşılık veremediğini… Yıllarca bu bilgi bizden saklandı. Belki çocuğuz diye… Belki o an olayları idrak edemeyeceğiz diye… Belki o travmayı zaman içinde öğreniriz diye… Şükürler olsun ki bizler hayattayız.


Yıllarca ailelerimizin yokluğu yetmiyormuş gibi, yetiştirme yurtlarından yetişmemiz den tutun da doğu kökenli insanlar olmamızdan dolayı çevremiz tarafından hep dışlandık, ötelendik. İnsanların çoğu bize farklı gözle baktı. Allah'a şükür bizler o insanlara karşı ne edepsiz bir davranışta bulunduk. Ne de yüzümüzü kara çıkaracak bir tutum ve davranışta bulunduk.

Şimdi sırada bizde… İnsanların gözündeki o ön yargıyı kırmak için, İnsanlık dışı uygulanan muamelelere son vermek için… Hayatta yaşamak ve yaşatmak için okumaya ve başarılı olmaya ihtiyacımız var. Bizler ülkemize, bizler milletimize faydalı insanlar olmalıyız.

Tam o sırada İstanbul’da bulunan arkadaşlarımdan biri konuşmaya girdi. Bakın Önümüzde koca bir 3 yıl var. Bu 3 yıl içinde tek hedefimiz okullarımızı iyi dereceler ile bitirmek olmalı. Ardına güzel üniversitelerde güzel bölümlerde okumalıyız. Şimdi silkelenip kendimize gelme zamanı. Şimdi çalışma, şimdi başarılı olma zamanı…

Arkadaşlarımla 3 gün boyunca yeri geldi ağladık. Yeri geldi güldük, eğlendik. Ve zaman geldi çattı. Yine bir ayrılık yine bir veda zamanı gelmişti. Arkadaşlarımı Ankara terminaline kadar götürdüm. 2 arkadaşım İstanbul'a diğer arkadaşımı da İzmir'e yolcu ettikten sonra yurdun yolunu tuttum. Yurda varınca önce kendimi bir silkeledim. Yeni bir döneme başlamak için kendimi hazırlamaya başladım.


Lise 1’inci sınıfın ilk döneminde teşekkür belgesi, 2’nci döneminde de teşekkür belgesi aldım. Sonraki yıllarda ve dönemlerde de takdir belgesi aldım. Okulumu diğer arkadaşlarım gibi bende hatırı sayılır bir derece ile bitirmiştim. Bu arada dördümüz de üniversite sınavlarına girmiştik. Artık bizler için hayat yolunda yeni bir dönemecin başlangıcı başlıyordu.  Bu sefer ben diğer arkadaşlarıma sürpriz yapmak istiyordum. İzmir’de bulunan arkadaşımı arayıp İstanbul’da bulunan arkadaşlara sürpriz yapalım dedim. Birlikte İstanbul terminalinde buluşup diğer arkadaşlara sürpriz yaptık. İstanbul'a vardığımız günün ertesi günü sınav sonuçlarının açıklanacağına dair bir duyum aldık. Aynı günün mesai bitimine doğru sınav sonuçları açıklanmıştı. Beklediğimiz sonuçlar gelmişti. Şimdi sıra tercihlerde idi. Alanlarımız farklı olsa da dördümüz de tercih yaptığımız illerde aynı üniversiteleri yazmaya çalıştık. Artık birlikte olmak istiyorduk.  Aradan kısa bir süre geçtikten sonra tercih sonuçları açıklandı.

Ben Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini,

İstanbul’da bulunan arkadaşlarımdan biri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini,

İstanbul’da bulunan diğer arkadaşım Boğaziçi Üniversitesi İşletme,

İzmir’de bulunan arkadaşım ise İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanmıştı.

Sonuçlar hepimiz için gerçekten güzeldi. Yılların verdiği sıkıntı üzüntü keder bir nebze olsun üzerimizden gitmişti. Ama benim içinde buruk bir sevinç vardı. Arkadaşlarımdan yine uzakta kalmıştım. Beni yeni bir sınav yeni bir hayat mücadelesi bekliyordu. Sanki İlahi bir güç beni Ankara’dan ayırmıyordu. Belki de kaderim bu şehirde yazılmıştı. 

Bilmem bu yeni süreçte “ Hayat bana gülebilecek miydi? ”

Doktor Hayat / Hayat Bana Hiç Gülmedi 2


NOT : Devamı Pek Yakında...
Post A Comment
  • Blogger Comment using Blogger
  • Facebook Comment using Facebook
  • Disqus Comment using Disqus

12 yorum :

  1. devamını bekliyorum merakla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum "BEDEMLE BUDUK" En kısa zamanda devamında buluşmak dileği ile...

      Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle

      Sil
  2. Şu an bütün vücudumun hücrelerini ağlamakla ,mutlu olmak arasında hissediyorum.Tüylerimin ürpermesi yazının sonuna kadar geçer umarım.Bu yazıların bir adım arkasında,çok değerli bir insan olduğunu biliyordum.Bu gün ise onu tanıma şerefine nail olmuş biri olarak ,hikayesini bizlerle paylaştığı için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Hayatın boyunca sağlıkla ve mutlulukla yaşa kardeşim.Ece ablan.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba kardeşim.Sanırım yukardaki a tıklamadığım için bir evvelki yorumum çıkmaz,zira bırakmıştım.Neyse aynısını yazamasam da yine de asla yazmadan geçmem.Değerli kardeşim,seni tanımak şerefine nail olduğum için ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.Sizlerin aranıza dahil olduğum günlerden beri ,yazılarının bir adım arkasındaki seni tanıyordum sanki ben.Yine yaşadıklarına hücrelerim bile ağladı.Allah o günlerin sende kalan acılarını bir bir ;sağlık ve mutlulukla dolu günlerle değiştirip hem acılarını silsin,hem de mükafatlandırsın dilerim.İlgiyle okuyorum.Ece ablan.Sevgi ve saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli Ablacığım Ece Evren

      Kıymetli yorumlarınız ve göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan ötürü biz kez daha şükranlarımı sunmak istiyorum. Öncelikle belirtmek istedim. Yorumlar herhangi bir spam ve alakasız yoruma karşı denetimden geçtikten sonra yayınlanıyor. Ayrıca işlerim dolayısıyla hemen denetleyip yayınına sunamıyorum. Bu konuda göstereceğiniz sabırdan dolayı ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

      Bilhassa Blog Yayın hayatına girdikten sonra bende sizler gibi değerli ve kıymetli dostlar ve arkadaşlar edindim. Gerek destek yorumlarınızla gerekse takip ederek beni fazlasıyla mutlu etmiş bulunmaktasınız. Şahşınız nezdinde takip eden, okuyan, yorum yapan her türlü desteği esirgemeden gösteren tüm "Blog Dostlarına" ve "Blog Okurlarına" bir daha şükranlarımı iletmek istiyorum.

      Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle

      Sil
    2. Haklısın kardeşim.Bundan sonra yorumumu görmek için(sadece yine mi beceremedim korkusu..:)),sabredeceğim söz.Sağlıcakla kal.Tekrar tekrar başın sağolsun sevgili kardeşim.Ece ablan.

      Sil
  4. İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ORTAMI DA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURURSAK; NEYİ,NEDEN,NİÇİN VE KİMİN İÇİN PAYLAŞAMADIĞIMIZI BİZE TEKRAR GÖZ GEÇİRMEMİZ KONUSUNDA DERSLER VEREN ANLAMLI BİR HİKAYE...! YÜREĞİNE SAĞLIK DOKTOR HAYAT KARDEŞİM...! ŞİMDİ BİZE NE DÜŞÜYOR 1976'Lİ YILLARDA RADYODA PROGRAMINI DİNLERDİK..BEKLEYELİM DOKTOR HAYATIN YAZI DİZİLERİNİ..!? SEVGİ İLE KALIN..! D.U

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli Büyüğümüz
      Kıymetli Abimiz
      Duycan Uzun Beyefendi

      Kıymetli yorumlarınızı eksik etmediğiniz için şükranlarımı sunmak istiyorum. Yazının ilerleyen zaman içinde yayınlayacağım. Kısmında da birçok genç arkadaşımıza faydalı olacak bir kaç anekdot var. Umarım bu konuyu okuyan birçok insana faydalı olabilecek bir yazı dizisi olur.

      Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle

      Sil
  5. Her şeyden yakınan, en ufak bir olumsuzlukta dünyası kararan insanlara koskocaman bir örnek yazı paylaşmışsınız ki kimi yerlerinde ağladım. Çok dirençli, çok duygulu, çok güzel bir paylaşım, gönülden sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayata Dair kıymetli yorumunuz için şükranlarımı sunuyorum. Yazımın devamında da kıymetli yorumlarınızı eksik bırakmazsanız sevinirim.

      Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle

      Sil
  6. Hayat okul gibidir, farkı okulda önce öğretirler sonra sınav yaparlar, hayatta ise tam tersidir. Önce sınav olursun sonra öğrenirsin. Bu olsa gerek hayatta bizi zorlayan durum. Emeğinize sağlık TEŞEKKÜRLER,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Mustafa Kelleci Beyefendi

      Evet hayat zorlu bir sınav. Sınavlar vesilesi ile hayatı öğreniyoruz işte. Göstermiş olduğunuz ilgi, teveccüh ve yorumunuz dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum.

      Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle

      Sil